-
1 وهن
Iوَهَن1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama3. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık4. kuvvetsizlikAnlamı: kuvvetsiz olma durumu5. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu6. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik7. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük8. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu9. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu10. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumuIIوَهَنَ1. süzülmekAnlamı: çok zayıflamak2. zayıflamakAnlamı: zayif duruma gelmek3. cılızlaşmakAnlamı: zayıf ve güçsüz düşmekوَهْن1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama3. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık4. kuvvetsizlikAnlamı: kuvvetsiz olma durumu5. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu6. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik7. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük8. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu9. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu10. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
2 ضعف
IضَعَّفَzayıflatmakAnlamı: zayıf olmasına yol açmakIIضَعُفَ1. zayıflamakAnlamı: zayif duruma gelmek2. cılızlaşmakAnlamı: zayıf ve güçsüz düşmekضَعْف1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu4. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik5. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu8. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumuIVضِعْف1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama4. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu5. kuvvetsizlikAnlamı: kuvvetsiz olma durumu6. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik7. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük8. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu9. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu10. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
3 هيف
Iهَيَف1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük4. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu5. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu6. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumuIIهَيْف1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu4. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük5. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu6. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
4 تخاذل
Iتَخَاذَلَ1. zayıflamakAnlamı: zayif duruma gelmek2. cılızlaşmakAnlamı: zayıf ve güçsüz düşmekIIتَخَاذُل1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama4. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu5. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu8. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu9. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
5 ضنى
ضَنًى1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama3. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık4. kuvvetsizlikAnlamı: kuvvetsiz olma durumu5. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu8. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu9. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
6 عجز
IعَجَّزَsakatlamakAnlamı: sakat bir duruma getirmekIIعَجُز1. terkiAnlamı: binek hayvanının sağrısı2. totoAnlamı: kıç, popo3. ardıncaAnlamı: hemen arkasında, hemen ardında, arkası sıra, ardı sıraعَجْز1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama3. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık4. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu5. yeteneksizlikAnlamı: kabiliyetsizlik6. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik7. eksiklikAnlamı: noksan, nakısa8. ihtiyarlamakAnlamı: yaşı ilerlemek9. sakatlıkAnlamı: sakat olma durumu10. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük11. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu12. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu13. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
7 هزال
هُزَال1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. sıskalıkAnlamı: sıska olma durumu3. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık4. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu5. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu8. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
8 خور
Iخَوَر1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu4. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik5. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu8. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumuIIخَوِرَ1. durgunlaşmakAnlamı: durgun olmak2. sakinleşmekAnlamı: yatışmak, durgun duruma gelmekخَوْر1. koyakAnlamı: iki dağın arasında kalan büyük çukur, vadi2. dereAnlamı: iki dağ arasındaki uzun çukur3. körfez4. koyAnlamı: küçük körfez5. vadiAnlamı: iki dağ arasındaki geçit6. haliçAnlamı: koy, körfez -
9 ركاكة
رَكَاكَة1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu4. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik5. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu6. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu7. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
10 عجف
عَجَف1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu4. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik5. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük6. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu7. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu8. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
11 هلس
هَلْس1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. hâlsizlikAnlamı: halsiz olma durumu, takatsızlık3. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu4. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu5. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük6. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu7. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
12 قصور
قُصُور1. başarısızlıkAnlamı: başarısız olma durumu2. acizAnlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük3. yeteneksizlikAnlamı: kabiliyetsizlik4. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu5. arızaAnlamı: aksaklık, aksama, engebe6. haylazlık7. eksiklikAnlamı: noksan, nakısa8. miskinlikAnlamı: uyuşuk, tembel duruma gelmek9. ihmalAnlamı: gereken önemi göstermeme10. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
13 ضمور
ضُمُور1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. zaafAnlamı: düşkünlük, dayanamama3. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu4. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik5. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu8. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
14 كلل
كَلَل1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. dermansızlıkAnlamı: güçsüzlük, bitkinlik4. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük5. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu6. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu7. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
15 نحول
نُحُول1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu4. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük5. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu6. cılızlıkAnlamı: cılız olma durumu -
16 تعب
Iتَعَب1. eforAnlamı: bedenî ve zihni çaba2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. zavallılıkAnlamı: zavallı olma durumu4. emekAnlamı: çok çalışmak, sa'y5. meşakkatAnlamı: güçlük, sıkıntı6. yorgunlukAnlamı: beden veriminin azalması durumu7. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet8. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumuIIتَعِب1. bitapAnlamı: bitkin, yorgun2. argınAnlamı: yorgun, zayıf, bitkin3. bitkinAnlamı: gücü tükenmiş olan4. bezginتَعِبَ1. köpeklemekAnlamı: çok yorulmak2. yorulmakAnlamı: yorgun duruma gelmek3. ıkınmakAnlamı: soluğunu tutarak sıkınmak4. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet5. didinmek -
17 عي
عِيّ1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. başarısızlıkAnlamı: başarısız olma durumu4. acizAnlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük5. eksiklikAnlamı: noksan, nakısa6. emekAnlamı: çok çalışmak, sa'y7. kusurAnlamı: noksan, nakısa8. noksanAnlamı: eksik, eksiklik, kusur9. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet10. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
18 عياء
عَيَاء1. başarısızlıkAnlamı: başarısız olma durumu2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. acizAnlamı: gücü bir ışe yetmez olanın durumu, güçsüzlük4. eksiklikAnlamı: noksan, nakısa5. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet6. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
19 كلالة
كَلَالَة1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. emekAnlamı: çok çalışmak, sa'y4. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu5. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet6. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük7. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu -
20 نحافة
نَحَافَة1. körelmeAnlamı: bir organın beslenemeyerek küçülmesi, dumur2. güçsüzlükAnlamı: güçsüz olma durumu3. zayıflıkAnlamı: zayıf olma durumu4. zafiyetAnlamı: arıklık, zayıflık, güçsüzlük5. bitkinlikAnlamı: bitkin olma durumu
- 1
- 2
См. также в других словарях:
güçsüzlük — is., ğü Güçsüz olma durumu, güçsüze yakışacak davranış, kuvvetsizlik, aciz, iktidarsızlık … Çağatay Osmanlı Sözlük
kudretsizlik — is., ği Güçsüz olma durumu, argınlık, takatsizlik … Çağatay Osmanlı Sözlük